Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

geride bırakmak

  • 1 geride bırakmak

    v. leave behind, outdistance, outstrip, leave astern, distance, outpace, set back, shoot ahead of, walk away

    Turkish-English dictionary > geride bırakmak

  • 2 geride bırakmak

    paşde hiştin

    Türk-Kürt Sözlük > geride bırakmak

  • 3 geride bırakmak

    a) to leave behind, to pass b) to overtake c) to surpass, to outdistance d) (yarýþta) to outstrip

    İngilizce Sözlük Türkçe > geride bırakmak

  • 4 geride

    geride hinten; oft zurück-;
    geride bırakmak zurücklassen; jemanden, etwas hinter sich (D) lassen, überholen

    Türkçe-Almanca sözlük > geride

  • 5 geride

    позади́, сза́ди

    geride bırakmak — оста́вить позади́, обогна́ть, перегна́ть кого-что

    geride kalmak — остава́ться позади́, отстава́ть

    Büyük Türk-Rus Sözlük > geride

  • 6 zurücklassen

    geride bırakmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > zurücklassen

  • 7 leave behind

    geride bırakmak, geçmek, iz bırakmak, unutmak (eşya)
    * * *
    geride bırak

    English-Turkish dictionary > leave behind

  • 8 hinterlassen

    geride bırakmak (arkada)
    miras bırakmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > hinterlassen

  • 9 outstrip

    v. daha ileri gitmek, geçmek, geride bırakmak
    * * *
    past tense, past participle - outstripped; verb
    (to go much faster than: He outstripped the other runners.) geride bırakmak, geçmek

    English-Turkish dictionary > outstrip

  • 10 позади

    1) нареч. arkada, geride; arkadan, geriden

    мы оста́вили дере́вню позади́ — köyü arkada bıraktık

    дере́вня оста́лась далеко́ позади́ — köy uzaklarda kaldı

    позади́ послы́шался вы́стрел — geriden bir silah sesi geldi

    2) нареч. ( в прошлом) geride

    все э́то уже́ давно́ позади́ — (tüm) bunlar gerilerde kaldı artık

    3) предлог arkasında, gerisinde; arkasından, gerisinden

    он шёл позади́ меня́ — ardım sıra / arkamdan geliyordu

    в э́той о́бласти страна́ оказа́лась позади́ други́х (стран) — ülke, bu alanda öteki ülkelerin gerisine düşmüştü

    ••

    оста́вить кого-л. позади́ — geride bırakmak

    Русско-турецкий словарь > позади

  • 11 set back

    geri almak, geri bırakmak, geriye almak (saat), içeri almak, mal olmak, patlamak, geride bırakmak, geciktirmek, geri çekilmek
    * * *
    geri bırak
    * * *
    (to delay the progress of: His illness set him back a bit at school.) bırakmak, geciktirmek

    English-Turkish dictionary > set back

  • 12 zurücklassen

    zurück|lassen
    irr vt
    1) ( liegen lassen, hinterlassen) (geride) bırakmak; ( Spur) bırakmak
    2) ( zurückkehren lassen) dönmesine izin vermek(-in)

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > zurücklassen

  • 13 далеко

    uzak
    * * *
    нареч., тж. → сказ.

    э́то далеко́? — orası uzak mı?

    он живёт далеко́ — uzakta oturuyor

    он уе́хал о́чень далеко́ — çok uzaklara gitti

    до утра́ ещё далеко́ — sabaha daha çok var

    мы́сли ее бы́ли далеко́ — düşünceleri uzaklardaydı

    ••

    далеко́ не...: далеко́ не нау́чный ме́тод — bilimden çok uzak bir yöntem

    далеко́ не малова́жный — hiç de önemsiz olmayan

    э́то далеко́ не случа́йно — bu hiç de raslantı değildir

    сде́лать э́то далеко́ не про́сто — bunu başarmak hiç de kolay değil

    за приме́рами далеко́ ходи́ть не на́до — uzağa gitmeye gerek yok

    далеко́ не но́вый — yeni olmaktan (çok) uzak

    оста́вить кого-л. далеко́ позади́ — fersah fersah geride bırakmak

    ему́ далеко́ за со́рок — kırkını çoktan aşmıştı

    бы́ло далеко́ за́ по́лночь — vakit geceyarısını çoktan geçmişti

    сла́ва е́го шагну́ла далеко́ за преде́лы страны́ — ünü ülke sınırlarını da aşmıştı

    не заходи́ так далеко́! — bu kadar ileri gitme!

    Русско-турецкий словарь > далеко

  • 14 намного

    çok daha
    * * *
    çok (daha); kat kat

    стать намно́го сильне́е — çok daha kuvvetli olmak

    намно́го опереди́ть кого-что-л. — çok / fersah fersah geride bırakmak

    Русско-турецкий словарь > намного

  • 15 обгонять

    несов.; сов. - обогна́ть
    (önüne) geçmek; geride bırakmak тж. перен.

    обгоня́ть сле́ва — авто sollamak

    Русско-турецкий словарь > обгонять

  • 16 обскакать

    сов.
    1) ( обогнать) geçmek
    2) перен., разг. geride bırakmak; önüne geçmek

    Русско-турецкий словарь > обскакать

  • 17 опережать

    несов.; сов. - опереди́ть
    1) ( обгонять) (önüne) geçmek

    рост цен опережа́л рост зарпла́ты — fiyat artışları ücret artışlarının önünde gitmekteydi

    2) (делать что-л. раньше другого) birinden atik davranmak
    3) ( превосходить) geride bırakmak; ileride / önde olmak

    он опережа́ет нас на три очка́ — bizden üç puan öndedir

    Русско-турецкий словарь > опережать

  • 18 отрываться

    несов.; сов. - оторва́ться

    пу́говица оторвала́сь — düğme koptu

    отрыва́ться от при́вязи — kurtulmak boşalmak

    2) ayrılmak; geride bırakmak

    отрыва́ться от неприя́теля — воен. düşmandan çözülmek

    как то́лько самолёт оторва́лся от земли́... — uçak yerden kesilince...

    в моме́нт, когда́ спортсме́н оторва́лся от земли́ — sporcunun ayağı yerden kesildiği anda

    оторва́ться от масс — yığınlardan / halktan kopmak

    ••

    рабо́тать не отрыва́ясь — ara vermeden çalışmak

    смотре́ть не отрыва́ясь — gözünü ayırmadan bakmak

    Русско-турецкий словарь > отрываться

  • 19 distance

    n. uzaklık, uzak olma, açıklık; mesafe, ara, araya mesafe koyma; soğukluk
    ————————
    v. uzakta tutmak, uzağa koymak; geçmek; geride bırakmak
    * * *
    1. mesafe 2. uzaklık
    * * *
    ['distəns]
    1) (the space between things, places etc: Some of the children have to walk long distances to school; It's quite a distance to the bus stop; It is difficult to judge distance when driving at night; What's the distance from here to London?) mesafe, uzaklık
    2) (a far-off place or point: We could see the town in the distance; He disappeared into the distance; The picture looks better at a distance.) uzak bir yer/nokta

    English-Turkish dictionary > distance

  • 20 walk away

    terketmek, yürüyüp gitmek, geride bırakmak, uzaklaşmak
    * * *
    uzaklaş

    English-Turkish dictionary > walk away

См. также в других словарях:

  • yaya bırakmak — 1) yarışma söz konusu olan durumlarda geride bırakmak Özellikle süper devletler, kendi çıkarları için kendilerine muhtaç dostları bir çırpıda yaya bırakıverirler. T. Halman 2) yarı yolda bırakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duman attırmak — argo kötü duruma düşürmek, geride bırakmak, birini yıldırmak Ama yerine göre karşısına dikilenlere de duman attırır. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iz — is. 1) Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geri — 1. is., hlk. Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval 2. is. 1) Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı Amerikan barın gerisinden işaret eden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»